GILGAMIŞ DESTANI
Uruk Kralı Gılgamış'ın hikâyesi antik dünyadan günümüze uzanan en eski anlatıdır. Hikâye MÖ 3. binyılda geçmesine rağmen MÖ 7. yüzyılda Asur'da kil tabletler üzerine destan formunda yazılmıştır. Kahramanlık, dostluk ve ölümsüzlük arayışı temaları destanın egzotik karakterleri ile birlikte nesiller boyu okurların olağanüstü ilgisini çekmiştir.
Louvre Müzesi (Fransa) |
Mit
Gılgamış, Uruk'un zalim ve gaddar hükümdarıdır. Erkekleri kölesi, kadınları metresi olmaya zorlamaktadır. Güçlü Gılgamış'a karşı çaresiz kalan halk yardım için tanrılara dua eder. Tanrılar cevap olarak Gılgamış'a diz çöktürmek için Enkidu adında vahşi bir adam gönderirler. Gılgamış, Enkidu'yu evcilleştirmek için onu tahrik edecek bir tapınak fahişesi gönderir. Kadın Enkidu'yu biraz medenileştirmek için Uruk'a götürür ancak şehirdeki bir düğün törenine gittiklerinde Enkidu, Gılgamış'ın gelinle yatmayı istediğine tanık olur ve onu kavgaya çağırır. Rakiplerin her ikisi de güçlü ve eşittir, bir süre sonra bu kavganın galibi olamayacağını fark ederler. Bunun üzerine kucaklaşıp dost olurlar.
İki Tiran
Artık Uruk halkını korkutan iki tiran vardır. Tanrılar bu sefer Humbaba adında ağzından alevler üfleyen bir canavar gönderirler. Ancak güneş tanrısı Şamaş tarafından desteklenen Gılgamış ve Enkidu canavarla savaşır ve onu öldürürler. Daha sonra tanrılar Gılgamış'ı cazibeli İnanna'yı göndererek aldatmaya çalışırlar ama o bunu reddeder. Normalde karşı koyulamaz bir kadın olan İnanna bu ret cevabına çok kızar ve şikâyetini tanrılara anlatır. Tanrılar bu kez Cennetin Boğası'nı gönderirler. Ancak bu yaratık bile Gılgamış ve Enkidu tarafından öldürülür. Artık tanrılar Humbaba'nın ve Cennetin Boğası'nın ölümlerinin hesabını birinin vermesi gerektiğine karar vermişlerdir. Enkidu'nun ölmesi hükmünü verirler.
Ölümsüzlük Arayışı
Enkidu'nun ölümü Gılgamış'ı kendi ölümlülüğü konusunda düşünmeye sevk eder. Büyük tufandan tek kurtulan olarak ölümsüzlük bahşedilen Utnapiştim adında bir adam tanımaktadır. Gılgamış ölümsüzlüğün bir yolunu bulmak için onu ziyaret eder. Utnapiştim tufana tanrıların neden olduklarını çünkü insanların günahlarına çok öfkelendiklerini söyler. Ancak su tanrısı Enki (Babil efsanelerinde Ea) Utnapiştim'in rüyasına girerek bir gemi yapmasını söylemiştir. Utnapiştim, Gılgamış'a bir ölümlü olarak kaderini kabullenmesini öğütler ama aynı zamanda Yeraltı'ndaki bir gölün dibinde yetişen bir bitkinin onu yiyen herkese sonsuz gençlik verdiğini de söyler. Gılgamış Yeraltı'na giderek bitkiyi bulur ancak dönüş yolunda bir yılan bitkiyi çalar. Arayışının ne kadar yararsız olduğunu anlayan Gılgamış kaderini kabullenir.
Önemli Karakterler
Süleymaniye Müzesi (Irak) |
Her ne kadar destan Mezopotamya bölgesindeki Uruk adında bir şehir devlette yani gerçek bir yerde geçiyorsa da önemli karakterlerinin çoğu doğaüstü dünyayla ilişkilidir. Gılgamış'a meydan okumaları için gönderilen yaratıklar devasa boyutlarda ve çok korkunçturlar çünkü cennetten gelmektedirler. Vahşi adam Enkidu, Yeryüzü tanrıçası Ninhursag tarafından yaratılmış, Cennetin Boğası, Anu tarafından gönderilmiştir. Annesi gökyüzü tanrıçası Ninsun ve babası da yarı kutsal bir figür olan Ligulbanda'dır. Karışık ebeveynleri onun neden yarı insan yarı tanrı olduğunu da açıklamaktadır.
Tanrılar
Tanrılar ve tanrıçalar dünyevi şeylere bağlı insanlarla konuşarak ve hikâyenin belirleyici anlarında doğrudan hareket ederek destanda önemli rol oynarlar. Aynı zamanda gelecekten haber veren rüyalar göndererek olayları ustaca etkilerler. Humbaba'nın öldürülmesi ve Enkidu'nun ölümü daha önceden rüyalarda görülmüşlerdir. Ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar tanrılar da hata yapabilirler. Gılgamış'ı yenme planları işlememiştir, İnanna'nın Gılgamış'ı baştan çıkarma planı da aynı şekilde başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Efsanenin Çeşitlemeleri
Pek çok eski metin, muhtemelen daha sonradan mitolojik bir konum kazanan gerçek bir kral olan Gılgamış'la ilgili hikâyeler anlatır. Bu tür metinlerin çoğu bir araya geldiklerinde Gılgamış'ın hikâyesini anlatan parçalardır. Biri Cennetin Boğası'nı anlatır diğeri Enkidu'nun Yeraltı'na yolculuğunu... Bu metinler bir noktada MÖ 3. yüzyıldan 1. yüzyıla kadar Mezopotamya'da geniş kapsamda kullanılan semitik bir dil olan Akad dilinde yazıya dökülmüşlerdir. Destanın en iyi korunmuş kopyası -hâlâ parça parçadır ama diğerlerini tamamlar- Ninova'da Asur Kralı Asurbanipal'in kütüphanesinde korunmuştur.
- https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/5/55/Tablet_V_of_the_Epic_of_Gligamesh.JPG
- https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/c/c5/Hérosmaîtrisantunlion.jpg
- https://www.youtube.com/watch?v=a7kttNccUUk
- KÖKENLERİ VE ANLAMLARIYLA EFSANELER & MİTLER (Philip Wilkinson) Alfa Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder